29 Eylül 2012 Cumartesi

TAYLAND
'Sa va di kaa'

 ‘Gülüşler’ ülkesi Tayland, eski adıyla “Siyam” bir Güneydoğu Asya ülkesidir. Krung Thep, Thai dilinde melekler şehri anlamına gelen Bangkok başkenttir. Nüfusun yaklaşık %10'u başkentte yaşamaktadır.

Krallıkla yönetilen Tayland’da resmi dil Tayca’dır. 65 milyonluk nüfusun %92'si Budist, %5'i Müslüman, geri kalanı ise Hıristiyan inanışına sahiptir.

BUDİZM?

‘Budizm, bugün Dünya üzerinde yaklaşık 500 milyon takipçisi bulunan din ve öğretiler topluluğudur. Hindistan'da ortaya çıkan Budizm, daha sonra zaman içinde Güney, Güneydoğu ve Doğu Asya'ya (Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet gibi ülkelerde) yayılmıştır. Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanan Budizm'in hedefi, hayattaki acı, ızdırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir.

Budizm'de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır. 

Budizm, Sanskritçe ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden türetilmiştir. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha Gautama, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ızdırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir’.

Tayland Krallığı 700 yıldır hüküm sürmektedir. Bunun en önemli nedeni Budizm’e olan sarsılmaz inanç ve 1932 yılında yasallaşan ve büyük bir saygıyla benimsenen monarşidir. Tayland halkı krala ve Budizm’e son derecede bağlı ve saygılıdır. Budist geleneği gereği ülkede yüzlerce tapınak inşa edilmiştir. Her evde mutlaka minik bir Buda Tapınağı veya Ruh Evi köşesi bulunuyor. Bunların önüne her gün su, yiyecek ve tütsü bırakılıyor. Bunun sebebi, kötü ruhlara yemek ve barınak sunarak kendi evlerine gelmelerini önlemekmiş.


Ülke halkı son derece güler yüzlü, sıcak, neşeli ve mutlu insanlardır. Taylandlılar, geçmişten bugüne üç değeri korumaktadırlar ve Tayland'ın öncelikle bunlarla tanınmasını tercih ediyorlar. 

28 Eylül 2012 Cuma

THAİ YEMEKLERİ

Aslına bakarsanız Thai yemekleri buradaki diğer insanlar için mükemmel sayılabilecek düzeyde. Ama maalesef pek bizim damak tadımıza uygun değil thai yemekleri. Yemeklerde, şekeri fazla kullanmaları, sosları, özellikle de yağları zorluyor damak tadımızı.

Koh Chang’de konakladığımız sokakta ki köşe lokantasında, ismini sevdiğim ve uzaktan görüntüsünü tanıdık bulduğum Spring Roll, masaya geldiği zaman şoka girdim diyebilirim. 

Sigara böreği görüntülü şeyin içindeki malzemeyi tavuk ve sebze beklerken hayatımda hiç görmedim bir şeyle karşılaştım. Yapışkan, saydam ve lila renginde, ince ince deniz yosununa benzeyen şeyler vardı içinde. Açıkçası neye uğradığımı şaşırdım. Çok açsınız, mideniz 2 gündür boşa yakın… Ve önünüze garip görüntülü, daha önce hiç görmediğiniz, hakkında hiçbirfikrinizin olmadığı bir şey geliyor.
Görüntüsünü sevmediğimiz bir şeyi yemek sanırım çoğumuz için zordur. Benim içinde zor oldu işte.  İtiraf etmeliyim ki; İlk lokmadan sonraki tüm lokmalar ayıp olmaması içindi. Görüntü ve tat bana göre değildi. Tabakta ki 5 parçadan 3’ünü yemek  gerçekten çok zordu benim için.
2 haftaya yaklaştı buradaki günlerimiz ama açıkçası biz thai yemeklerine alışamadık. Koku, görüntü bizim alıştığımız yemeklerden çok farklı, damak tadımıza yakın tavuk dönerden başka bir şey olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ekmek alışkanlığımızdan ekmeksiz de kendimizi pek tok hissetmiyoruz. Tayland’da ekmek bulmak çok zor. Biz 8. günümüzde bagett bulduğumuzda hazine bulmuş gibi sevinmişik
Pek çok Uzakdoğu mutfağında olduğu gibi, pirinç Tayland mutfağının da başlıca hububatı. Yasemin pirinci Tayland mutfağının özgün malzemesi. Doğal aromalı, ince-uzun taneli pirinç türü Tayland'ın orta kesimindeki geniş çeltik tarlalarında bolca üretiliyor. Buharda pişmiş pirinç keskin aromalı köriler, tavada kızarmış yemekler ve diğer yemeklerin yanında sunuluyor ve zaman zaman içine bol miktarda acı biber, limon suyu, limon otu/fesleğen katılıyor. Köriler, tava kızartmaları ve diğerleri pirincin üzerine boca edilerek khao rat kaeng denen hazırlanması hızlı tek tabaklık yemeklere dönüşüyor.
Tayland yemekleri kurutulmuştan ziyade taze otlar ve baharatların yoğun kullanımı ile tanınıyor. Yaygın olarak kullanılan otlar; kişniş, limon otu hint fesleğeni, ve nane.
Ülkenin hemen tüm bölgelerinin yemeklerinde kullanılan önemli bir malzeme kuvvetli aromalı bir çeşit balık sosu olan nam pla.  Balık sosu Tayland yemeklerine özgün bir karakter katan temel bir malzemedir. Ve bizce alışması zordur.

27 Eylül 2012 Perşembe

Sevgili arkadaşlarımız Süleyman ve Zeynep'in heyecanla bekledikleri bebekleri bugün dünyaya geldi. 
Hep mutlu ve huzurlu ol Ahmet Ayaz......



26 Eylül 2012 Çarşamba

Pazartesi sabahı Lonely Beach’de konakladığımız  Ting Tong hostelinden ayrılıp, bir gecelğine Lamyai Bungalov’a geçmiştik. Bunun altında yatan sebep aslında çok basitti. 10 gündür sıcak suya ve iyi bir duşa hasrettik Aslına bakarsanız, Ting Tong’da WC’lerin ortak olması da fazlasıyla rahatsız etmeye başlamıştı bizi.
Yeni bungalovumuz, Ting Tong’dan sonra küçük saray yavrusu gibi geldi bize… Önündeki balkonunda hamağı ve bankı olan bu küçük, şirin yere bayıldık… 
                      
Yeni odamızda adım atabilecek bir sürü alan vardı. Sıcak su, hamak, bize ait WC, çamaşırlarımızı yıkayabilme imkanı, hatta ortak yemek pişirme…. Bir gece için geldiğimiz Lamyai’de işte bütün bunları düşünürek daha fazla kalmaya karar verdik. Bugün 3. günümüz. Günlerimiz gayet keyifli geçiyor. Gündüzlerimizi sahil kenarında yada etrafı keşfederek geçiriyoruz.  Akşam yemeğimizi 2 gündür kaldığımız yerde ortaklaşa pişiriyoruz.Bugün bizim sıramızdı. Tavuk sote ve patates salatası yaptık komşularımıza.

                   

                   

                         
Gecelerimiz, uzun yemek sohbetlerinin ardından gece bungalov önünde toplanıp, muhabbet ederek geçiyor. Değişik kültürlerden insanlarla birlikte olmak gerçekten keyif verici… Farklı diller, insanlar, kültürler ve paylaşımlar….. sohbet günün ilk ışıklarına kadar uzayıp gidiyor…  
                       
Ulusal Milli Park olarak bilinen Koh Chang Adası’nın üzerinde yaklaşık 5000 kişi yaşıyor. Güler yüzlü insanların yaşadığı bu adanın %70’i bozulmamış yağmur ormanlarıyla kaplı. Adada yapılacak bir çok aktivite var. Adayı keşfetmenin en güzel yolu motosiklet kiralamak. Motosikletlerin günlük kirası 150 baht. Benzinde oldukça ucuz, 50 bahta depoyu fulleyebiliyorsunuz. Macera parklarının, şelalelerin, birbirinden güzel plajların bulunduğu bu adada en eşsiz şey sanırım adayı çevreleyen Andaman Denizinin mercanlarına dalmak. Adada çok sayıda dalış okulu var, her gün dalış yapmak isteyenler için  dalış turları düzenleniyor. 




24 Eylül 2012 Pazartesi

21 EYLÜL 2012

Elimizde haritalar uzun uzun konuşup, planladık nereye gideceğimizi, ve en ilginç sahil kenarını seçtik gezimiz için. Bugün kendi başımıza muhteşem bir gezi yaptık…. 

Öncesinde tuk tuk ile Klong Phlu Şelalesine gidip, sonrasında Fil eğitim çiftliğine ardından da Klong Prao Plajına  gitmeye karar verdik. Saat 13:00 gibi kaldığımız hostelden ayrıldık. Tuk tuk’la ( 2 kişi 100 Baht), yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuğun ardından, Klong Phlu Şelalesine ulaştık. 

Giriş ücreti baya bir pahalı olsa da (200 Baht 10 TL),yol paramız yanmasın diye şelaleye girmeye karar verdik. 

Ve iyi ki o kararı vermişiz. Öyle büyüleyici bir yürürüyüş parkuruyla gidiliyor ki şelaleye, şelale sönük kalsa da, yol inanılmaz büyülüyor insanı. 

Devasa ağaçların, maymun çığlıklarının, rengarenk kelebeklerin, çeşit çeşit kuş seslerinin arasından, yaklaşık 600 metre inişli çıkışlı yollardan, ulaşılıyor şelaleye.  Aslına bakarsanız şelale pek etkilemedi bizi, hayal kırıklığı yarattı diyebilirim. Uzun maceralı bir  yoldan  sonra insan, daha devasa bir şey le karşılaşmak istiyor. Ama maalesef küçük bir şelale çıktı karşımıza.











Koh Chang Adası'nda; Nang Yom, Klong Nonsi, Klong Plu, Than Mayom, Klong Nung, Kheeri Phet olmak üzere toplam 6 tane şelale var…  Merkezlerde bulunan tur firmalarından, hergün özel araçlarla, adanın çeşitli yerlerine turlar düzenleniyor. Turlar sürelerine ve kapsamlarına göre değişiyor. Fiyatları 700 ile 1000 Baht arasında. Kendiniz gitmek isterseniz iki seçeneğiniz var. Tuk tuk, ya da motorsiklet kiralamak (150 Baht). Ama burada şunu hatırlarmakta yarar var, bu adada motor kullanmak gerçekten cesaret istiyor. Tüm yollar çok dar ve virajlı. Hep bir çıkış ve iniş halindesiniz.  O yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor.

Şelalede yaklaşık 2 saat geçirdikten sonra, başladık yürümeye… Yürüyüş bizim en büyük hobimizdir özellikle Aydın için vazgeçilmezdir. O yüzden zorlamaz bizi, saatlerce yürüyebiliriz…

20 Eylül 2012 Perşembe

19 EYLÜL ÇARŞAMBA
KOH CHANG

Bugün nihayet yağmursuz, güneşli  bir güne uyandık, ucuzluğundan ötürü şüpheye kapıldığımız hostelimizde ilk gecemizi sorunsuz geçirdik.… Küçük küçük böcüklere rağmen, hiçbir haşerata yem olmamayı başardık (sinek kovucu bileklikler işe yarıyor sanırım).

Uyanır uyanmaz uzun bir yürüyüşe çıktık. Muhteşem ormanların, maymun çığlklarının, rengarenk kelebeklerin içinden geçerek, nereye gittiğimizi bilmeden yürüdük….







18 EYLÜL SALI
KOH CHANG

İlk geceyi Paradise Cottage’da geçirdikten sonra, ertesi gün  daha ucuz seçenekler aradık kendimize. Banyo ve wc’si ortak olan, geceliği 2 kişi 80 Baht’a (4.5 TL) Ting Tong hosteli bulduk.  Yer bulmak zor olsada, ortamı gayet güzel olan bu hostel, ucuzluğu ile keyiflendirdi bizi. 

 Manzarası böyle;

içi böyle;






olan odada kalmaya karar verdik.


17 EYLÜL PAZARTESİ
KOH CHANG 

Koh Chang limanına ulaştığımızda artık heyecandan yerimizde duramaz hale gelmiştik, yol boyunca sürekli söylendiğimiz çantalar bile haffiflemişti…Uzun zamandır hayalini kurduğumuz yerdeydik. Koh Chang’de…..



Limandan 100 Baht’a tuk tuka binip, konaklayacağımız Lonely Beach bölgesine gittik. 




Yol hem çok muhteşemdi hemde çok korkutucuydu diyebilirim. (Ayrıca şunu da söyleyebilirim; burdaki şoförler kendilerini Schumacher, altlarındaki arabaları da formula arabası sanıyor. Normal araba, tuk tuk, motorsiklet fark etmiyor. Hız da sınır tanımıyorlar…








Muhteşem ormanların içinden geçerek, 30 dakikalık bir yolculuğun ardından, kalacağımız hostelin girşine geldik.  


Paradise Cottage, kendisini basit bir hostel beklerken, beklentilerimizin ötesinde çıkarak bizi büyüledi....









Geceliği 2 kişi 200 Baht (10 TL)'a bu odalarda kaldık.






Chang'de ki ilk gecemiz yağmur altında,sırılsıklam bir halde geçti. Ama değil yağmur, tipi de olsa yola devam.....








17 EYLÜL PAZARTESİ

4 saatlik Trat yolculuğumuz işte böyle başladı…





4 saatlik bir minibüs yolculuğunun ardından nihayet Trat’a geldik. Burada tekrar araç değiştirip, tuk tuklarla ferrye bineceğimiz limana gittik.





Ferry ile Koh Chang 40-45 dakika sürüyor…






İŞTE KOH CHANG