7 EKİM 2012 PAZAR
Aranyaprathet’te araç değiştireceğimizi söyleyerek şoförümüz, bizi yol üstünde, küçük bir restoranda indirdi. Bir şeyler yemek için güzel bir fırsattı bu, çok acıkmıştık.
Kamboçya maceramız başlıyor...
Tayland’a bir süreliğine veda etmemizin zamanı
geldi… Pattaya ve Koh Chang’de toplam 24 gün kaldıktan sonra, planlarımız
doğrultusunda Kamboçya’nın Siem Reap şehrine gitmek için bu sabah 07:00’da
Lamyai Bungalov’dan ayrıldık…
Biriktirdiğimiz bir çok anıyla veda ettik Koh Chang’e…Konakladığımız
sokaktan, Lamyai Bungalov’dan, arkadaşlarımızdan ayrılmak her ne kadar burukluk
verse de, yeni yollara düşmek heyecan verici. Denizin, kumun, güneşin,
yağmurun, ormanların, maceranın, dansın, arkadaşlığın-sohbetin tadını, çokça
çıkardığımız bu harika adada geçen 20 günden sonra, yine yağmurlu bir sabahta
düştük yollara…
Dün gece adada bulunan bir turizm firmasından
Kamboçya’nın Siem Reap şehrine gitmek için kişi başı 400 Baht’a (23 TL) biletlerimizi
aldık. Kamboçya vizesi olmayanlar, sınır
kapılarında ya da Bangkok’da bulunan Kamboçya Büyükelçiliği’nden 20$-25$ karşılığında 30 günlük vize alabiliyorlar. Biz vizelerimizi
Poi Pet sınır kapısında alacaktık.
Koh Chang’den Kamboçya’ya gitmek için 3 alternatif
bulunuyor
- Kamoçya’nın Siem Reap şehrine gitmek. Yolculuk 6-7 saat sürüyor, (400 baht)
- Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh’e gitmek yolculuk 8 saat sürüyor (850 baht)
- Bir diğer seçenek de Koh Chang’den Koh Krong’a gidip oradan Kamboçya’nın Sihanouk ville şehrine gitmek (850 baht). Yaptığımız araştırmalarda bu sınır kapısının çok problemli olduğunu, herkesin görevli gibi gezerek vize için para kopartmaya çalıştığını ve istenen vize ücretlerinin bazen 50 dolara kadar çıktığını okuduğumuz için bu sınırı tercih etmedik.
Tercimizi Siem Reap’den yana kullanmamızın en önemli nedeni, hakkında çok şey okuduğumuz Dünya'nın en büyük tapınak şehri olan Angor Wat’ı biran önce görmekti. (tabi fiyat da etkili oldu :) )
Siem Reap’de, her ne kadar Couchsurfing’den
yararlanmak istesek de mesaj atan kişiler, yemek yada konaklama parası isteği
için, bu fikrimizden vazgeçtik. Gitmeden önce hostel ayarlamaya da lüzum
görmedik, ucuz ve uygun bir yer bulacağımıza emindik.
Sabah Lamyai Bungalov’un önünden, bizi alan
minibüsün içinde, önce feribotla Trat’a,
ardından da Kamboçya sınır kapısı Poi Pet’e gittik.
Yemyeşil bir manzaranın
içinde, dümdüz uzanan yollarda, etrafı merakla seyrederek, 5 saat süren bir yolculuk
yaptık. Saat 12:10 sularında Tayland sınır kasabası Aranyaprathet’e ulaştık.
Bizi getiren araçta sadece ikimiz olduğu için biraz tedirgindik aslında. Okuduklarınız dışında gerçek bilgi sahibi olmadığınız bir ülkeden, bir diğerine geçiyorsunuz ve sizden başka kimse yok… Ama bu tedirginliğin çok fazla sürmediğini söyleyebilirim.
Bizi getiren araçta sadece ikimiz olduğu için biraz tedirgindik aslında. Okuduklarınız dışında gerçek bilgi sahibi olmadığınız bir ülkeden, bir diğerine geçiyorsunuz ve sizden başka kimse yok… Ama bu tedirginliğin çok fazla sürmediğini söyleyebilirim.
Aranyaprathet’te araç değiştireceğimizi söyleyerek şoförümüz, bizi yol üstünde, küçük bir restoranda indirdi. Bir şeyler yemek için güzel bir fırsattı bu, çok acıkmıştık.
Yemeklerimizi ısmarlayıp, masaya
oturduktan sonra, yan masadan duyduğumuz ilk kelime, Türkçe bir kelime olunca
gerçekten çok şaşırdığımızı söyleyebilirim. Sonrasında, tanışıp maceralı bir yol ve güzel bir gün
paylaşacağımız Burak ve Tahsin’le hemen sohbete başladık. Üniversiteden arkadaş
olan Burak ve Tahsin 2 haftalık bir
tatilin son günlerini Kamboçya’da geçirmek için Pukhet’ten geliyorlardı. 2 gün Siem Reap’te kaldıktan sonra Phnom Penh’e
gitmeyi planlıyorlardı. Yolculuğun
bundan sonrasını hep beraber tamamladık.
Otobüs zamanın gelmesini beklerken, yanımıza gelen
bir adam vizeleri kendisinden alabileceğimizi, fiyatın aynı olduğunu, boşu
boşuna sırada beklemememiz gerektiğini belirterek kişi başı 40 Dolar vize
ücreti istedi. Yaptığımız araştırmalar sırasında bir çok yerde okumuştuk ki, daha önümüze buna
benzer bir sürü kişi çıkacaktı ve öyle de oldu…
Uzun uğraşlar sonrasında adamı, vizeleri sınır kapısında
almak istediğimiz konusunda ikna ettik. Ve 10 dakika sonra 4 kişi ve bize
yardımcı olacağını söyleyen bir görevli ile yola çıktık. Çok geçmeden, bir
binanın önünde durduk. Bize eşlik eden görevli!, vizelerimizi buradan alabileceğimizi, bizim
arabada beklememizi, kendisinin 10 dakika içinde işlemleri bizim için
halledebileceğini söyleyerek 1 fotoğraf ve 35’şer dolar istedi. İşte yine başlıyorduk… Ve
çok uzun sürecekti… Adam önce bize, sınırın burası olduğunu, vizelerin buradan
alındığını, biz inanmayınca da, sınır ofisinden vize onayı için pasaportların en
nihayetinde bu binaya gönderdiklerini ve daha bir çok söyleyerek bizi ikna etmeye çalıştı. Önüne
geldiğimiz binanın, neresi olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktu ama sınır
olmadığına emindik.
Adamla geçirdiğimiz 20 dakikalık bir mücadelenin ardından, adamın
bütün tehditlerine rağmen, vizeleri sınırdan kendimiz almak istediğimizi
söyleyerek, Poi Pet sınır kapısına
ulaştık.
Tayland sınır çıkış kapısında, pasaportlarımıza çıkış damgalarını bastırdıktan sonra,
Kamboçya tarafına geçerek 20 dolar!! karşılığında 30 günlük Kamboçya vizelerimizi
aldık. Artık Kamboçya’ya ayak basmıştık. Bu gerçekten heyecan vericiydi,
hayallerimiz bir bir gerçekleşiyordu…
Bütün işlemleri bitirdikten sonra, aracımızı
aramaya başladık. Koh Chang’den aldığımız otobüs biletleri Siem Reap’e kadardı
ve aracın bizi sınırın diğer tarafında beklemesi gerekiyordu. Ancak, tehditte
sınır tanımayan görevlimiz bizi gerçekten bırakıp gitmişti. Biz de, otobüs terminaline gitmek için ücretsiz
Shuttle Bus’ları kullanmaya karar verdik. Yerel otobüslerle Siem Reap’e
gidecektik.
Otobüs terminaline geldiğimizde yine bir kandırmacadır
başladı. Yok Siem Reap, otobüs ile 4 saat sürüyormuş, fiyatı 10 dolarmış, bize 9
dolar olurmuş, yok özel minibüs ile 3 saat sürüyormuş fiyatı 12 dolarmış bize
10 dolar olurmuş…Kişi başı 9 dolara (özel minibüslerde) biletlerimizi alıp, nihayet saat
14:30’da, Siem Reap’e doğru yola çıktık. Yol manzaraları hem inanılmazdı, hem
de ürkütücüydü diyebilirim. Tayland’daki yolları çevreleyen yemyeşil
ormanların yerini, burada uçsuz bucaksız düz yeşillik alıyordu.
Yol
kenarlarına dizili evler, yağmurdan dolayı su seviyesi yükseldiği için genelde
uzun direklerin üstüne yapılmıştı.
Yağmur, her yerde büyük su birikintileri oluşturmuştu… Çocuklar bu çamurlu suların içinde neşeyle yüzüyor, oynuyorlardı….Hijyen,
temizlik gerçekten buralardan çok uzakta...insanlar bu takıntılardan o kadar
uzaklar ki…
Toplamda 11 saat süren bir yolculuğun ardından,
17:30 sularında Kamboçya'nın Siem Reap şehrine ulaştık. Heyecanımız inanılmaz boyuttaydı... Yeni bir ülkede, yeni bir şehirdeydik, hem de bu şehir Angor Wat'a ev sahipliği yapıyordu.
Siem Reap otobüs terminaline geldiğimizde, ayağımızı minibüsten dışarıya adım
atar atmaz etrafımızı tuk tukcular çevirdi. (3
tekerlekli motosikletlerin modifiye edilmesiyle hazırlanmış, pratik ve ekonomik
bir transfer aracı olan tuk-tuklar Güney Asya’nın bir çok ülkesinde sık
kullanılıyor)..
Burak ve Tahsin bir tuk-
tuka biz bir tuk-tuka binerek, uygun fiyata hostel bulabileceğimiz Old Town
bölgesine gitmek istedik. Ama ne mümkün, tuk tukcular kendi kafalarına göre bizi
bir otelin önüne getirdi, gayet lüks görünümlü bu butik otel, 1 gece için 8
dolar isteyince, bu seferde tuk tukcularla ve otel çalışanları ile olan
mücadelemiz başladı. Bu otelden başka, daha uygun fiyata yer bulamayacağımızı
söyleyerek, bizi ikna etmeye çalıştılar. Yağmur altında, uzun ikna çabalarının ardından,
kazanan taraf yine biz olduk ve tuk tukcular bizi istediğimiz old Market
bölgesine getirdi. 2-3 hostel gezdikten sonra gecesi 6,5 dolara Cambodian Guest House’da odalarımızı
tuttuk.
Her şeyi halledip odalarımıza çıkmak üzereydik ki
tuk tukcular bu seferde yarın için pazarlığa başladılar. Bizi uygun fiyata
Angor Wat’ta tüm gün gezdirebileceklerini söylediler.
Aslında bu insanlar bütün bunları azıcık bir para
için yapıyorlar. Peşinde oldukları tek şey iş… Söyledikleri tüm yalanların,
ısrarlarının altında sadece geçim derdi var…. O yüzden onlara karşı kırıcı
olmak, onlara sinirlenmek çok zor….
Bizi getiren tuk-tukcumuz T ile, kişi başı 5 dolara,
yarın sabah bizi Angor Wat Tapınak Şehri'nde, tüm gün gezdirmesi için anlaştık.
Angor Wat’da mutlaka güneşin doğuşunun veya batışının seyredilmesi gerektiğini
bildiğimiz için, T ile saat 05:00’da bizi otelimizin önünden alması için randevulaştık.
Sabah, güneşin doğunu Kamboçya’dan, Dünya’nın en
büyük tapınak şehri olan Angor Wat’dan seyredeceğiz.
siz dünyanın en güzel tapınağında uyuyorsunuz....
YanıtlaSilB urcu hanım sizi tebrik ediyorum ilk mesajınızı hatırlıyorum da gerçekten hayallerinizi gerçekleştiriyorsunuz bravo size ve eşinize.
YanıtlaSilHangi ülkede kalacağınıza karar verdiniz mi?
Sihanoukville'de Türkler var bağlantı kurdunuzmu milmiyorum ama kesinlikle yanlarına gitmenizi ve tanışmanızı isterim.
Merhaba Vedat bey,
YanıtlaSilDesteğiniz için çok teşekkürler... Şimdilik her şey yolunda gidiyor... Bir ülke belirlemedik, geziyoruz şimdilik...Siem Reap'den Phnom Penh'e oradan da Laos'a geçmeyi planlıyoruz... Tavsiyeniz için teşekkürler, Sihanouk ville'ye gidersek tavsiyeniz için, sizinle bağlantı kurmak isteriz...
Siem Reap, Kamboçya'dan sevgiler...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilNice nice yaşlara Burcucan... Hala 22'ndeki gibisin maaaşallah....... :D :D :D
YanıtlaSililk hediye Savcılara gidiyor.........:)
YanıtlaSil